DEĞERLİ DOSTLARIM, ÇANAKKALE BELEDİYE MECLİS ÜYESİ OLMAM DOLAYISIYLA KISA BİR SÜRE İÇİN KARANTİNADAYIM. ÇOK IYIYIM. BUGÜN SİZLERİ BİR ÇANAKKALE KAHRAMANI İLE TANISTIRMAK İSTİYORUM.
Çanakkale'nin Lapseki ilçesinin Çardak beldesinden Çakır Ahmetoğlu Topal İsmail Ağa'nın bir bacağı çocuklukta geçirmiş olduğu kazadan dolayı aksaktı. Mahalleli arasında lakabı bu yüzden İsmail değil Topal İsmel'idi. Çardak’ta kahvecilik yaparak geçinirdi. Seferberlik ilan edilince tüm Çardaklı gençlerle birlikte yola koyulup Çanakkale'ye geldiler. Topal İsmel’de bacağını tuta tuta Çanakkale'ye onlarla beraber yürüdü. Yol boyu mahallenin ve diğer gençlerin kendisine sataşmasına da hiç yanıt vermemişti. Bacağını gösterip seni almaz İsmail diyorlardı. İsmail baba Yadigar mavzerini de almıştı yanına .
Çanakkale'ye vardıklarında toplanılacak yer olan Çimenlik kalesine geldiler. Tüm çevrenin gençleri oradaydı. Mahşer yeri gibiydi ortalık. Sıralar yapıldı , gruplar oluşturuldu. Subayların önünden bir bir sırayla geçmeye başladı gençler. Sıra ismail'e geldiğinde onun Bir bacağının çok aksak olduğunu gören Subaylar gönüllerin arasından onu ayırdılar. Cepheye göndermiyorlardı. Bu duruma çok içerleyen ismail adeta isyan edercesine subaylara diklendi
- “Ben buraya kadar geldiysem cephede gidebilirim “ diye konuştu Subaylar delikanlıyı gücendirmemeye çalışarak izah ettiler. Biri dedi ki
-“bak oğlum sen buraya kadar gelebildiği sen bile en arkalarda kaldın yarın cephede de en arkada kalırsın yorulursun sana yardım için bir arkadaşın daha geri kalır ve askerler geri kalmaya başlar olmaz birliğini yavaşlatırsın”
İsmail'i ikna etmek çok zordu çok sinirlenmişti subayın birinin açıkça sen topalsın demesi ismail’i iyice çileden çıkardı. “Ben koşamam belki ama oturduğum yerden ateş ederim” dedi sert sert .Subaylar baktılar ki İsmail'in gitmeye niyeti yok birkaçı kendi aralarında bir kenara çekilip konuştular tartıştılar. “Sen bekle bakalım hele burada İsmail” dediler. Nihayet onu ikna etmek için bir yol buldular o günlerde cepheden yanına silahı ile kaçıp dağda bayırda eşkıyalık yapmakta olan bazı firari askerler civar köyleri basarak köylüye rahatsızlık vermekte vermekteydi. Bu yüzden İsmail köyüne dönüp köyün yani Çardak ve havalisinin muhafızlığını yapmalıydı. Savaş başlayınca da onun köyü de böyle olaylarla karşılaşacaktı. Bu formülle eline ismi yazılı bir varaka ile 100 mermi verdiler. Varakada “köye gelen eşyaya karşı savaşacak aktığı mermiden kolluk güçlerince sual olunmayacaktır” yazılıydı. Kağıdı alıp koynuna koydu Çardağa köyüne döndü. Çardak yöresinde eşkıyalara kan kusturdu. Soyadı kanunu çıkınca da Lapseki nüfus müdürünün ısrarı üzerine tıkız soyadını aldı tıkız sert sıkı titiz mânâsına gelen bir sıfattı. Hikayeyi bilen ve İsmail'i tanıyan biriydi memur. Topal ismail çok sert kişiliğe sahip olduğundan ona böyle bir soyadı verilmişti. Çanakkale gazisi İsmail tıkız öldüğü güne kadar cepheye alınmadığına kefereye bir mermi atamadığına sebep gördüğü bacağına küfredip kendi kendine kızarken “Hep senin yüzünden” diyerek bastonuyla Topal ayağına vurup durmuştu. Çardak’ta yaşayan dostlarım tıkız ailesine selamlarımla… Ruhu şad mekanı cennet olsun.
YORUMLAR